9 Ocak 2015 Cuma

Tuhaf bir kovalamaca ve Reddedilemeyen Tat Orman Kebabı



Birkaç gündür uzak kaldım bloğumdan. Çünkü bu tarz ekstra zaman isteyen durumlara karşı vücudumda yakıt yok.Soğukta bir sürüngen gibi hareketlerimi yavaşlatıp tasarruf yapıyorum. Mesela en zor ısınan yerlerim uzuvlarım. Parmaklarımı mümkün oldukça kullanmıyorum. Bir çolak gibiyim bu günlerde.Kombi kurtuluş zamanı nineleri gibi hiç durmadan çalışıyor. Ama nafile. Kombinin üzerinde bir çift kuşumuz var. Koca popolu iki güvercin. Nefret ediyorum onlardan. Oldum olası kuşları sevmem. Doğuştan gelen bir nefret. Kuş yuvalarını falan taşlardım küçükken. Üniversitede tüm derslerimi bir kerede verdim sadece Ornitoloji (=Kuş bilimi) dersinden kaldım. Sevmeyişimin en büyük nedeni artık uçamaz hale gelecek kadar obez oluşları bir de ani ve kestirmesi güç hareketler yapmaları. Ben zaten zor adapte oluyorum günlük hayata. Ani şeyleri  nasıl kaldırabilirim?
Bu iki kafadar tahminimce karı kocalar sürekli kombinin üstüne tüneyip orada uyuyorlar. Kombi kafesinin kapağını aç kapat ayağa sıkışsın oraya gene de gitmez mesela. Öyle pis yapışkan huylu hayvanlar. Bununla kalsa yine iyi. O kadar fazla sıçıyorlar ki. Allahım böyle bir sıçmak olamaz sanki bütün gün mısır hıyar yiyip su içmişler. Balkonu mahvediyorlar. Hastalıklı mı neyli belli değil. Bende istemiyorum balkonumda bulunmalarını ve her gördüğümde kafalarına bir mandal atıyorum. Çünkü kışlayınca gitmiyor dilenciler.
Bu gün balkona çıktığımda yine ordaydılar ama bu sefer 3 kişi olmuşlar. Yavruları falan değil.  Bunlardan daha büyük o güvercin. Belli ki dayıları. Misafirliğe çağırmışlar işte."Gelsene burası çok sıcak beraber sıçarız"filan demişler.Kapıyı bir açtım üçü de bana bakıyor. "Noluyo burda? hayvanat bahçesi mi burası lan?" diyerek üzerlerine yürüdüm. Dayıya benzeyen kanatlarını kaldırır gibi oldu,öbürküler yatıştırdı.
Muhtemelen "Dayı, dur yav bu her zamanki hali bunun"dediler.
"Düşkünler evi mi burası, darülaceze mi? Siz ne haysiyetsiz yaratıklarsınız, pis götü boklular" Diyerek çığlıklar atıyordum. Elime ne geçerse fırlattım; mandal,kağıt,sigara paketi,saksı... Hayvanlarda tık yok. "Öldüler mi lan acaba?" dedim. ve nefret ettiğim bu canlıların öldüğü gerçeği beni şok etti. Ya öldülerse diye korkmaya başladım. Nabızlarını kontrol etmeyi düşündüm. Birazdan FBI burada olacaktı. Bana olay saati neredeydiniz diyeceklerdi. Vaktimin %99.8 inde evdeyim ben. Birinci şüpheliyim. Karşıda balkonumdaki sadece pazen donlarını yıkayan ama atlet tişört vs kesinlikle yıkamayan teyzeye gideceklerdi ve benimle ilgili sorular soracaklardı. O da tabi ki "Ah o kız...Neler çektirdi şuncağıcık kuşlara"diyecekti. Hapislerde çürüyecektim. Kocam bana çakı,bıçak;  kardeşim temiz don getirecekti. İlk önce güçlü bi tanesine yanaşır, zayıflardan haraç alırdım. Sonra da hapisteki zenciyle anlaşır müptelaları gardiyana bildirerek aylık harçlığımı kazanırdım. En sonunda da masumların içindeki pislikleri emer ve ölürdüm.

temsili

O sırada üçü birden havalandı. Ve ben bir bok yağmurunda kaldım. Şimdi şöyle bir durum var. Eğer hayvanları stres altında sokarsanız işer veya sıçarlar. Ve manyak bir karının karşılarında çığlık atması kesinlikle onları stres altına sokar.Bunu bilmene rağmen neden yapıyorsun derseniz; çünkü mecburum. Ben bir keresinde terlik attım bunlara. Kafalarından geri sekti ve UÇMADILAR.
bu üç salağın "mekanın tadı kaçtı yea" tarzında uçuşlarıyla balkon ve ayaklarım bok içinde kaldı. O kadar sinirlendim ki hem hapislere düşüp ölmüştüm hem de boklanmıştım o sırada içimden geçenler yaklaşık böyleydi:

O sırada uçan bi tanesi tuttum. Boynunu kırdım,tüylerini yoldum ve yapacağım kebabın içine koydum. Böylece öfkem biraz geçmiş oldu.
ŞAKA ŞAKA yapmadım.
Yoksa yaptım mı??? :)

Orman Kebabı

Malzemeleri:

300 gram kadar kuşbaşı et :)
1 orta boy soğan
Yarım su bardağından biraz fazla bezelye
1 büyük havuç
2 orta boy patates
1 dolu yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı domates salçası
Tuz
Karabiber
2 yemek kaşığı tereyağı
yaklaşık 2 litre sıcak su

Yapılışı:
Tereyağını tencerede eritip etleri ilave ediyoruz. Etleri bir süre kavuruyoruz. Renkleri koyulaşıp önce sularını salacaklar,sonra da çekecekler. İlaveten küçük doğradığımız soğanları ekliyoruz ve soğanlar ölene kadar etlerle kavuruyoruz. Kavrulduktan sonra unu ekleyerek güzelce karıştırıyoruz. Un hemen yapışacaktır. Bu yüzden hemen sıcak suyumuzu azar azar ilave ediyoruz. Her seferinde etlerin üstüne çıkacak kadar olsun. Başında durup karıştırmalısınız suyunu çektikçe ilave etmelisiniz. Yaklaşık 20 dakika sonra diğer malzemeleri ekliyoruz. Önce salçayı sonra da  5-6 dakika aralıklarla sırasıyla havuç,patates ve en son bezelyeyi ekliyoruz. Ben bezelyem konserve olduğu için en son ekledim. Eğer normal iç bezelye kullanıyorsanız havuçlarla bir eklemelisiniz. Tuzunu ve biberini de ekleyip 5-10 dakika daha pişirdikten sonra yemeğimiz hazır :)

Afiyet olsun:)






2 yorum:

  1. Sıcak ve sulu yemek bu kış gününde insanın içini ısıtıyor:) elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler nilgün hanım:)

    YanıtlaSil